DOLUNAY YAZILARI

YENGEÇ DOLUNAYI

Photo by Frank Cone on Pexels.com
YENİDEN DOĞUŞ

tüm varlığım benim, karanlık bir ayettir
seni, kendinde tekrarlayarak
çiçeklenmenin ve yeşermenin sonsuz seherine götürecek.
ben bu ayette seni ah çektim, ah
ben bu ayette seni
ağaca ve suya ve ateşe aşıladım!
yaşam belki
uzun bir caddedir, her gün filesiyle bir kadının geçtiği,
yaşam belki
bir urgandır, bir adamın daldan kendini astığı,
yaşam belki okuldan dönen bir çocuktur,
yaşam belki, iki sevişme arası rehavetinde yakılan bir sigaradır,
ya da birinin şaşkınca yoldan geçişi,
şapkasını kaldırarak,
başka bir yoldan geçene anlamsız gülümsemeyle ‘günaydın’ diyen.
yaşam belki de o tıkalı andır,
benim bakışımın senin buğulu gözlerinde kendini paramparça yıktığı
ve bir duyumsama var bunda
benim ay ve karanlığın algısıyla birleştireceğim.
yalnızlık boyutlarındaki bir odada,
aşk boyutlarındaki yüreğim,
kendi mutluluğunun sade bahanelerini seyreder,
saksıda çiçeklerin güzelim yok oluşunu
ve senin bahçemize diktiğin fidanı
ve bir pencere boyutlarında öten
kanarya ötüşlerini.
ah..
budur benim payıma düşen,
budur benim payıma düşen,
benim payıma düşen...

FÜRUĞ FERRUZAD


YENGEÇ DOLUNAYI AN HARİTASI

Zamanın hızını algılayamadığımız günlerden geçiyoruz, birlikte. Yılın ilk dolunayına geldik bile. İranlı kadın şair; Füruğ Ferruzad ‘ın dizeleriyle başlamak istedim, ne çok ihtiyacımız var yeniden doğuş hikayesine. Haydi gelin birlikte anlamaya çalışalım neler gizli an haritasında…

Aşağıya eklediğim görüntü Güney Pasifik’teki dev volkan patlamasına ait. Dolunayın hemen öncesinde Plüton Güneş kavuşumu yaşandı, yeraltının yöneticisi Plüton Oğlak burcunda denizin altındaki yanardağın hareketlenmesine neden oldu, Güneş ile birleşerek. Tonga adasında tsunami gerçekleşti. Dolunay öncesinde etkilerini görmeye başlarız. Ay Yengeç burcunda güçlüdür. Duygularımızda böyle aniden bir volkan gibi dışarı çıkmak isteyebilir.

https://twitter.com/i/status/1482229220415721475

Ay, duygularımızın filtresi, ailemiz, bilinçaltımız, mundane astrolojiye göre ise halkları temsil eder. Yengeç’te olması duygusal emniyet ihtiyacımızın zirvede olacağını gösteriyor. Duygusal emniyet ihtiyacımız, dolu bir tanımlama. İhtiyaçlarımızı belirleyen şeyler nelerdir? Bedensel, ruhsal ve insan olmanın getirdiği gereklilikler. Kişiye, cinsiyete, yaşa ve dahası yaşanılan topluma ve coğrafi konuma göre değişenler. Hepsinin başında ve tüm bunları kapsan güvenlik ihtiyacımız. Bu sefer, Ay karşısına Oğlak Güneş’ini, Güneş’in hemen yanındaki Plüton’u alıyor. Tabi retro iki gezegenimizde olayın içerisinde kendilerine ait rolleri paylaşıyorlar.

Plüton bir şeyleri öğretmek için yıkar, yok eder sonunda dönüşüm sağlayabilmemiz için küllerimiz savurur, manipüle eder, kargaşa çıkarır. Bankalar, sigorta şirketleri ile ilgili yeni kararlar… Değişim ve dönüşümün açığa çıktığı bir dönem içerisindeyiz. Venüs Oğlak retrosu ile ilişkilerimizi, değerlerimizi ( maddi ve manevi) irdeledik ve hala devam etmekteyiz. Bitmesi gereken bitti, sekiz yıl önceye dönüp bakmamızda fayda, neleri tamamladık. Sabah yıldızı olarak doğan Venüs, Güneşin elinden tahtını alınca bize hayır getirir mi?( eski bir inanışa göre bu hayra alamet olarak görülmez. Jucifer enerjisini çalıştırır. )

Yakın çevre ve uzaklarla ilgili konular hep gündemimizde olacak. Yüksek öğrenim, yüksek yargı kararları, eğitim ve öğretimde yeni düzenlemeler. İlk, orta ve liselerde yeni kararlar alınabilir. An haritasının yükseleni Akrep, krizleri yönetir, hayatımızda krizlerin ön plana çıktığını görebiliriz. Bunlarla nasıl baş edebiliriz? Bakış açımızı değiştiren zaman belki de tam bu an’dır. An yükselen yönetici Mars Yay burcunda ve hala Neptün ile o gergin açısı aktif. Bu da salgın hastalığın daha çok gündemimizde olacağını, yaygınlığının artabileceğini gösterebilir. Ayrıca Ay’a yaptığı tekinsiz açıyla duygularımızı zorlayabilir.

Neptün Balık burcundan Yengeç Ay’ına destekleyici bir açı yapıyor. Bu da şifa konusunda duygusal ihtiyaçlarımız konusunda bizi rahatlayacak bir enerjiyi verecek bizlere. Neptün Balık enerjisi büyük resmi görmek ve bütünsel şifayı içimizden başlatarak yaymaktır. Tek başına değil bütün olarak şifalanmak. Aynadaki seni affederek başlamak, ardından karşındakinin de aslında senin bir suretin olduğunu fark edip devam edebilmek…

Uranüs Boğa burucundaki retro hareketinden durağan pozisyona geçiyor, an haritasında. İleri hareketine başlamadan hızını hizalayacak. ( Hiç bir gezegen geri gitmez ya da durmaz, biz dünyadan onların hızlarını yakınlık ve uzaklığa göre böyle algılarız.)Durağan pozisyon yönü belli olmayan, tedirginlik yaratan enerjiler taşıyabilir. Para piyasaları hareketleri öngörülemeyebilir. Toprak hareketleri de son günlerde aktif… Hız kazanmaya başladıktan sonra daha sürpriz çözümler girecek hayatımıza. Kişisel haritalarınızda etkisini görmek için bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Ve Ay Düğümleri Akrep ve Boğa askına geçti. Bu da demek oluyor ki artık daha çok finans, varlıklarımız, değerlerimizden bahsedeceğimiz 18 ayımız var önümüzde. Psikoloji, arkeoloji, maddi kaynaklarımız, dönüşüm içerisinde olacağımız alanlar. Bırakma ve bırakamama konuları… Elbette hepimizin hayatını farklı yönlerde etkileyecek bu süreç. Hepimizin farklı ev alanlarına düşecek tutulmalar. Siz de geleceğinizi merak ediyor ve hayatımda neler olacak ve nasıl yön vereceğim diyorsanız, bizimle iletişime geçebilirsiniz.

Gelecek için bazen geçmişin tozlu anılarının yükünü üzerimizden atmamız gerek. Umudu içimizde yeşertmeye devam ederek, inancımızı önce kendimize sunak yaparak…

Sevgili Füruğ un oğluna yazdığı şiirin dizleriyle bitirelim bu sohbetimizi, gökyüzü tüm karanlığınızı aydınlatsın…

Füruğ Ferruzad
“En küçük marşın 
öpücük olduğu gün
ve insanın
insana kardeş
evlerin kapısını artık kapatmadıkları gün
kilit
söylencedir
ve yürek
yaşamaya değer.

Tüm sözlerin anlamının sevgi olduğu
gün
son sözcük için söz peşinde olmayasın
diye
tüm sözcüklerin melodisi
yaşam olduğu gün
son şiir için uyak peşinde acı
çekmeyesin diye
tüm dudakların şarkı olduğu gün
en küçük marş öpücük olsun diye
senin geldiğin ve her zamanlığına
geldiğin
ve sevecenlik ve güzellik beraber
olduğu gün
güvercinlerimize yeniden tane
serpeceğiz
ve ben o günü bekliyorum
benim belki bile
olmadığım günü.”
FüRUĞ FERRUHZAD

ŞERİFE ESEN

Bir Cevap Yazın

%d blogcu bunu beğendi: